Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda “2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi”

görüşmeleri kapsamında genel kurula hitap etti. Arıkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda “2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi” üzerine yaptığı konuşmada, haftalardır süren komisyon çalışmalarının, uzun oturumların ve yüzlerce sayfalık teknik değerlendirmelerin emeklerine saygı duyduklarını belirterek sözlerine başladı. Saadet partisi Genel Başkanı, “Bugün konuşmamın merkezinde, AK Parti bütçelerinin ülkemize ne yaşattığı gerçeği olacak” diyerek partisinin “2026 Bütçe Teklifi” hakkındaki görüşünü Genel kurulun dikkatine sundu.

08 Ara 2025 - 14:53 YAYINLANMA
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda “2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi”

Mahmut Arıkan konuşmasını şöyle sürdürdü: “BÜTÇE NEDİR?” “Değerli Milletvekilleri, Bütçe; bir iktidarın hedef belgesidir. İktisadi bağımsızlığa verdiği önemdir. Millî imkânları nasıl kullandığının ispatı; Ne olup, ne olmadığının beyanıdır. Kalkınmaya mı faize mi; Betona mı üretime mi öncelik verdiğinin ilanıdır.” BAKKAL DÜKKANI LEBLEBİCİ DÜKKANI “Düşünün… Bir dükkanınız var. Oğlunuz büyümüş. Boyu posu uzun, endamı yerinde. hitabeti güçlü… Ağzı iyi laf yapıyor… Diyorsunuz ki: “Hadi bakalım! Artık bu dükkânı sen çalıştır.” İlk yıl dükkân açık veriyor. Diyorsunuz “hadi yenidir, işi yeni kavrayacaktır!” İkinci yıl açık veriyor. Diyorsunuz “açık verdi ama beklenmeyen krizler, hesap edilemeyen zorlular çıktı!” Dükkân üçüncü yıl açık veriyor,“Hayırdır evladım” diyorsunuz “noluyor bizim dükkân sürekli açık veriyor.” Diyor ki: “merak etme bu sene düzelteceğim” Ertesi sene yine açık veriyor! Soruyorsunuz; diyor ki “seneye düzelteceğim.” Her sene bir bahane her sene bir gerekçe üretiyor. Arkadaşlar! Biz elbette burada bir bakkal dükkanından değil. bir ülkenin yönetiminden bahsediyoruz. Dünyanın en büyük imkânlarına yer altı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülkenin bütçesi nasıl olur da 23 yıl boyunca; her sene ama her sene açık verir! Bir kere bile mi; denk bütçe akıllara gelmez! Bir kere bile mi; şu faiz belasından kurtulalım denmez! 1 değil 2 değil 3 değil; tam 23 yıl boyunca bütçesi açık veren bir anlayışa bırakın ülke yönetimi. Bakkal dükkânı bile teslim edilmez arkadaşlar!” “DIŞ GÖRÜNÜŞE BAKARAK YAPILAN DEĞERLENDİRME” “Bu partiye, şöyle bir dışarıdan bakıyorsunuz. Tabelasında “Adalet ve Kalkınma” yazıyor… Sonra içindeki Yöneticilerine, kadrolarına, milletvekillerine bakıyorsunuz! Hassasiyetleri olan, değerleri olan ve bunları gerçekten de savunduklarına tanıklık ettiğimiz insanlar var… Dış görünüşlerine bakınca bize benziyorlar. Nitekim bu arkadaşlarımız da “Erbakan Hocamızın talebeleriyiz” diyorlar. Fakat dış görünüşü kenara bırakıp, uzmanlık gerektiren değerlendirmeler yaptığımızda mesela; 23 yıldır Meclis’e getirdikleri bütçelere baktığımızda durum değişiyor.” “UYARMAK, MİLLİ BİR GÖREVDİR” “İktidarın bizzat kendi bütçesini önüne koyarak, “bak kıymetli kardeşim, bak Sayın Hükümet, bu bütçeyle sen ancak şunları şunları yaparsın, şunları şunları da yapamazsın” demek ki bunların hepsini birazdan söyleyeceğiz bizim için millî bir vazifedir. Çünkü biz; milletin hakkını, bütçesini savunmak üzere seçildik. Hükümet yanlış yolda gidiyorsa, onu ikaz etmek, doğru olanı göstermek bizim görevimizdir.” “BÜTÇE AÇIĞI NORMALLEŞTİRİLİYOR” “Bütçeyi önümüze alıyoruz, incelerken daha en başta görüyoruz ki; İktidar ilk düğmeyi yanlış iliklemiş. Bütçe, açıkla beraber başlıyor ve 20 yıldır bütçe açığı hep yükseliyor. AK Parti; Bütçe açıklarını normalleştirmiş. Asıl vahim olanı, artık bundan bir rahatsızlık da duymuyorlar! Ve bunu değiştirmek için, tek çabaları var! O da vergileri artırmak.” “ZENGİNLERİN HÜKÜMETİ” “Milletimizden önümüzdeki yıl tam 15,6 trilyon vergi toplanacak. Sizde, bizde biliyoruz ki; Bu 15,6 trilyon vergi size yine yetmeyecek. Hatta öyle ki; zaten Sayın Şimşek’e göre “vergi yükümüz yüksek bile değil”. Sayın Bakan’a göre; az kazanan fukaradan az,çok kazanandan zenginden de çok vergi alacaklarmış.Kusura bakmayın; siz bunu yapamazsınız!Çünkü siz, zaten o zenginlerin hükümetisiniz. Siz; KDV’lerle, ÖTV’lerle market kasasında, benzin istasyonunda, vatandaşın canını acıta acıta cebinden almaya devam ediyorsunuz. Sizin rakamlarınız bunu söylüyor. Gelir Vergisi’nden 3,6 trilyon, ÖTV’den 2,5 trilyon, KDV’den 5,6 trilyon, Kurumlar Vergisi’nden 1,7 trilyon vergi alacaksınız! Sizin bütçenizde; Dolaylı vergilerin oranı %65’lere dayanmış. Bugün bir asgari ücretli fırına gidip ekmek aldığında ne kadar KDV ödüyorsa, bu ülkenin en zengini de o ekmek için aynı vergiyi ödüyor. Bu arada o zenginler için ne yapılıyor? Aynı bütçede 3,5 trilyon liralık “vergi harcaması” diye bir kalem var. Ne demek bu? Sermayeden, yandaş’tan alınmayacak vergi demektir.” “BU BÜTÇENİN YÜKÜNÜ KİM ÇEKİYOR?” “Şu yalın hakikate dönüp bir bakalım: Bu bütçeyi kim yapıyor? Saraydaki danışmanlar, bakanlıktaki bürokratlar yapıyor. Bu bütçenin yükünü kim çekiyor? Söyleyelim: Tarlasında ürünü para etmeyen, borcunu kapatmak için bankadan faizle kredi çekip, o faizi kapatmak için tarlasını satan, çiftçi çekiyor! Peki bu bütçede çiftçi var mı? yok! Çünkü bu bütçede tarıma ayrılan pay sadece 1000’de 9! Bu bütçenin yükünü; ömrünü bu ülkeye hizmetle geçirmiş fakat bugün ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen, emekli çekiyor. Peki bu bütçede emekli var mı? Yok! Sosyal Güvenlik Programı’nın payı; 2025’e göre düşürülerek %9,14’e gerilemiş. Yani emekliye zam yok! Bu bütçenin yükünü; maaşı kirasına yetişmeyen, açlık sınırının altında bir ücretle ailesini geçindirmeye çalışan, maaşı kirasına yetişmeyen ASGARİ ücretli kardeşim çekiyor. Peki bu bütçede Asgari ücretli var mı? Yok! Olmuş olsaydı; Açlık sınırının 30 bin lira olduğu bu ülkede 28 bin lira ücreti bırakın teklif etmeyi aklınızdan bile geçiremezsiniz. Bu bütçenin yükünü; sabahın seherinde “Ya Nasip” deyip dükkanını açan ama siftah yapamadan kepenk kapatan esnaf; Artan maliyetler altında ezilip şalter indiren, konkordato ilan etmek zorunda kalan sanayici çekiyor. Ama bu bütçede Esnaf, Sanayici var mı? yine Yok!” “BU BÜTÇEDE GELECEK YOK!” “Değerli arkadaşlar; bu bütçede umut yok, gelecek yok! Faize, %14,5’lik pay ayrılan bütçede; Uğruna yıl ilan edilen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” için ayrılan pay; % 0,11, Gençlik’e ayrılan pay; % 0,07, “Kadının Güçlenmesi” programı için ayrılan pay; % 0,04, Türkiye’nin en büyük problemi “Bağımlılıkla Mücadele” ayrılan pay; 0,07%, Engelliye için ayrılan pay; % 1,22, Hepsini toplasanız Faize ayrılan payın 10’da 1’i etmiyor! Bu bütçenin mürekkebi, bu milletin alın teridir! Bu rakamlar, bu milletin emeğine alın terine ihanettir!” “FAİZ BAKANLIĞI” “Bütçe’nin en büyük paylarından biri faiz. Tam 2 Trilyon 741 Milyar 700 Milyon Lira. Bu haliyle; Millî Eğitim Bakanlığından, Sağlık Bakanlığından Çevre ve Şehircilik Bakanlığından daha büyük bir bütçeye sahip! Adeta bir kara delik gibi, her bütçede giderek büyütülüyor ve diğer bakanlıkların bütçelerinden çalıyor. İktidara diyoruz ki! Oldu olacak bir tane de Faiz Bakanlığı kurun! Nasılsa en büyük kalemlerinizden biri faiz. Değerli arkadaşlar; En büyük payın faize, faiz lobilerine aktarıldığı bu bütçeden ne millete ne memlekete hayır gelmesi mümkün değildir. Faiz belasını defetmeden faizle mücadeleyi merkeze almadan bu bütçeden bereket çıkmaz.” “ONE MİNUTE SAYIN ŞİMŞEK!” “Az önce yürütme adına Sayın Cevdet Yılmaz konuşmalarını gerçekleştirdi. Şöyle kabine sıralarına bakıyorum, gözlerimiz elbette Sayın Şimşeği arıyor. Bilindiği üzere Sayın şimşek; 4 Haziran 2023 tarihinde göreve geldi. Bu iki yılda; Londra’ya gitti, Berlin’e gitti, Paris’e gitti , Brüksel’e gitti. Washington’a gitti. New York’a gitti. Hatta, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “oneminute” dediği,“daha da gelmem dediği” Davos’a bile gitti. Tamam, gitmesin demiyoruz! Ama sık sık Londra’da finans çevreleriyle görüşen Sayın Şimşek’i bir kere bile Kayseri’de, Gaziantep’te, Kocaeli’de organize sanayi çevreleriyle görüşürken görmedik, göremedik. Washington’a IMF’ye derdini anlatırken gördüğümüz Sayın Bakanı, Ankara’da esnaf ve sanatkârların, emeklilerin derdini dinlerken görmedik, göremedik. Biz de buradan Sayın Şimşek’e “one minute” diyoruz. Sayın şimşek! “one minute” Finans çevrelerini dinlediğiniz kadar lütfen bir dakikanızı ayırıp bu ülkenin emeklisini, asgari ücretlisini de dinleyin. Yeterince küresel lobileri dinlediniz. Bir dakikanızı ayırıp bir kere de bu ülkenin esnafını, memurunu, işçisini dinleyin. Ji pi morgan’ın beklentilerine kulak verdiğini kadar, Bir kere de çiftçi Osman’ın feryadına kulak verin. bir kere de açılımı Standard And Poors olan SP’nin değil Açılımı Saadet Partisi olan SP’nin söylediklerine dikkat kesilin. “ALGILAR VE VERGİLER” “Değerli Milletvekilleri; Bu bütçede temelde sadece iki şey var: Birincisini söyledik vergiler var. İkincisini de şimdi söylüyorum bir de algılar var. Ne algısı? Efendim “Türkiye büyüyormuş” Arkadaşlar! Türkiye büyümüyor! Türkiye şişmanlıyor! Kuvvetlenmek başka, şişmanlamak başka! Evet rakamlar büyüyor, şişiyor ama ülke kuvvetlenmiyor.” “BU BÜTÇEYLE ŞAHSİYETLİ DIŞ POLİTİKA OLMAZ” “Biz bu ülkenin kuvvetlenmediğini nerden biliyoruz? Biz, İsrail’in vanalarını kapatın dediğimizde, Cent hesabı yapmanızdan biliyoruz! Gazze’de soykırım devam ederken Ticareti kesememenizden biliyoruz! Parasını verdiğiniz halde alamadığınız F-35’lerden biliyoruz! Sömürge Valisi edasıyla Türkiye’ye ahkâm kesen Tom Barrack’a karşı sessizliğinizden biliyoruz! Bu bütçe ile Dış Politikada diliniz ayrı söyler, eliniz ayrı yapar.” BÜTÇE EKMEĞİN PAYLAŞTIRILMASIDIR “Değerli Arkadaşlar, bütçe aslında “ekmeğin” paylaştırılmasıdır. Ekmeği paylaştıran adil ise o sofrada bulunanlar payına düşen ekmek az bile olsa huzurludur, sofrada bulunan diğerlerine karşı saygılıdır, muhabbetlidir. Ancak ekmeği pay eden adil değilse, en büyük payı alan bile huzurlu değildir, zira kendini güvende hissetmez. Ülkemizde nadir birkaç dönem dışında -maalesef- ekmek adil paylaştırılmadı, Hatta AK Parti iktidarının olduğu son çeyrek asırda yaşananlar hiçbir dönem ile kıyas edilemeyecek bir boyuta vardı. Hem de bu durum, “Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” mısralarını dillerinden düşürmeyenlerin devri iktidarında oldu.” “MİLLET, HUZURU DA ADALETİ DE KARDEŞLİĞİ DE HAKKINI FAZLASIYLA HAK EDİYOR” “Ekmek adil paylaştırılmayınca da; memlekette her şeyin çivisi çıktı. Bunu ülkenin ruhunda, insanımızın yarın kaygısında ve toplumsal barışımızdaki kırılmada görüyoruz. Oysa bu millet, huzuru da adaleti de kardeşliği de hakkını fazlasıyla hak ediyor. İşte bu yüzden, bizler; Şiddet dilinin değil, kardeşlik hukukunun egemen olduğu, Sınırların kevgire dönmediği nereden gelirse gelsin terörün her türlüsünün kökünün kazındığı Terörsüz Türkiye’yi sürecini her şeye rağmen destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Ancak! Terörsüz bir Türkiye’nin konuşulduğu bir dönemde; Muhalefete ayrı, iktidara ayrı işleyen hukuku, Gazetecilere sansürü, Şafak operasyonlarını, İktidar yolsuzluğuna dokunmayan çifte standardı, KHK’lıları yok sayan düzenlemeleri, Özgürlüğü kısıtlayan baskıları, Öğrenciyi içeri atıp, çetelere cirit attıran hukuksuz Türkiye’yi reddediyoruz. Kadınların dışarıya korkarak çıktığı, Sokakların çetelere, uyuşturucuya, şiddete teslim edildiği güvensiz Türkiye’yi reddediyoruz. Madenlerin göçtüğü, Otellerin yandığı, Ormanların yok olduğu, İş yerlerinin can aldığı, denetimsiz Türkiye’yi reddediyoruz. Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme feda eden, İnsanımıza çürük binayı layık gören, dayanıksız Türkiye’yi reddediyoruz. Açlık sınırı altında bir ücrete mahkum ettiği için; Emeklisi 75 yaşında inşaattan düşerek, Direksiyon başında kalp krizi geçirerek can veren, güvencesiz Türkiye’yi reddediyoruz. Torpilin referans, Siyasi bağların yetenek kabul edildiği liyakatsiz Türkiye’yi reddediyoruz. Umudu yurt dışında arayan, geleceğe dair en ufak bir beklentisi olmayan aldığı ücretle yuva kurmayı hayal bile edemeyen milyonlarca gencin olduğu umutsuz Türkiye’yi reddediyoruz.” “BÜTÇE TEKLİFİNİ REDDEDİYORUZ” “Az evvel tek tek saydım. Biz sadece rakamları değil; bu bütçenin arkasındaki "Liyakatsiz", "Güvencesiz" ve "Adaletsiz" zihniyeti de reddediyoruz. Milletin sırtına yüklenen bu ağır faturayı onaylamamız, buna sessiz kalmamız mümkün değildir. Saadet Partisi olarak Hiçbir insanımızın hiçbir derdine hiçbir derman barındırmayan bu bütçeyi reddediyor, Bunu bu kürsüden ilan ediyor, genel kurulu saygıyla selamlıyorum.”

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: