GELECEK PARTİSİ 6. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ MANİFESTOSU

Afroavrasya anakıtasının “Merkez Ülkesi” olarak stratejik dengelerin belirleyici gücü olan ülkemiz tarihi bir eşikte bulunmaktadır. Hepimizin üzerine düşen temel görev bu tarihi eşiği en doğru şekilde aşarak gelecek nesillere güzel bir miras bırakmaktır.

14 Ara 2025 - 15:28 YAYINLANMA
GELECEK PARTİSİ 6. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ MANİFESTOSU

Dünyada Birleşmiş Milletler sisteminin çöktüğü; Üçüncü Dünya Savaşı senaryolarının tartışıldığı, ticaret savaşlarının hız, teknolojik rekabetin varoluşsal bir nitelik kazandığı; küresel ölçekli gıda, iklim ve göç sorunlarının yaşandığı; insan hak ve özgürlüklerinin otoriter yönetimlerce hiçe sayıldığı; başta Siyonizm olmak üzere ırkçı ideolojilerin pervasızca soykırım suçu işlediği; yerkürenin en kritik jeopolitik hatları ve doğal kaynakları üzerinde bulunan Türk ve İslam aleminin etnik ve mezhebi faylarla parçalanmak istendiği; ekonomik eşitsizliğin bir uçuruma dönüştüğü; denetimsiz sosyal medya çılgınlığı ile insanoğlunun varoluş gerekçesi olan aile yapısının sarsıldığı bir dönemde, ülkemizde toplumun her alanına sirayet eden bir ahlaki çöküş yaşanmasının; uyuşturucu baronlarından bahis ve kumar çetelerine uzanan suç örgütlerinin ülkenin her yanında cirit atmasının; devletin dini olarak gördüğümüz adalet ilkesinin her geçen gün daha fazla çiğnenmesinin; yargının kişisel ve siyasi çıkarlar için araçsallaştırılmasının; göllerimizin kuruyup toprağımızın çölleşmesinin; tarım üretimi düşerken hayvancılığın yok olmasının; gıda güvenliği zaafının toplu zehirlenmelerine yol açacak ölçüye ulaşmasının; başta modern sanayileşmemizin itici gücü tekstil olmak üzere sanayi üretimimizin durma noktasına gelmesinin; ekonominin üretimden koparak faizci bir rantiye ekonomisine dönüşmesinin; sağlık sisteminin her kademede aksamasının; eğitim sisteminin rekabetçi işgücü yetiştirmekte, üniversitelerin evrensel normlarla milli değerlerimizi sentez edebilen özgün bir aydın geleneği oluşturmakta yetersiz kalmasının; savunma sanayii dışında teknolojik altyapıda küresel ölçekli rekabette çok geride kalmış olmamızın; zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan vahşi servet transferi ile gelir adaletinin yok edilmesinin; yoksulluğun sadece toplumun bir kesiminin değil küçük bir azınlık dışındaki bütün sosyal tabakaların ortak kaderi olmasının; kadınların ve çocukların dahi güvenlik ve hayat haklarının sağlanamamasının; nitelikli gençlerimizin ülkemizden ümidini keserek başka ülkelere gitme çabası içinde olmasının; diplomalı işsizlerimizin büyük bir hayal kırıklığı içinde bunalıma sürüklenmesinin; yolsuzlukların ve nepotizmin münferit olmaktan çıkarak sistemik bir nitelik kazanmasının; devlet kurumlarının kurumsal kültür sürekliliklerini ve ehliyet ve liyakat temelli işlevsel verimliliklerini kaybetmekte olduğunun, yasakların başta gençlerimiz olmak üzere toplumun bütün düşünen kesimlerinin zihin dünyalarını daraltmasının; dini ve manevi değerlerimizin fütursuzca örselenmesinin; “kul hakkı”, “emanet”, helal/haram” gibi temel ahlaki ölçülerin anlamını yitirmesinin; toplumu kutuplaştıran kaba bir siyaset dilinin egemen olmasının; toplumumuzu büyük bir karamsarlık, mutsuzluk ve güvensizlik duygusuna sevk etmiş olduğunu büyük bir üzüntüyle görüyoruz. Zaten potansiyel olarak her birisi siyasi hayatımızın müzmin problemlerinden olan bu zaaflar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile sistemik bir nitelik kazanmıştır. 2 Devlet yönetiminin tek bir merkeze odaklanması sorunların yerinde çözümünü zorlaştırmış, kurumsal ortak aklın devreye girmesini imkânsız kılmıştır. Öte yandan siyasetin bütün gücün odaklandığı tek bir makamı elde etme aracı olarak görülmesi siyasetin doğasını bozmuş, başta TBMM olmak üzere siyaset alanlarının anlamsızlaşmasını beraberinde getirmiştir. Görev anlayışları tek bir makamın beğenisini kazanmaya odaklanan bakanlar, milletvekilleri, üst düzey kurumların yöneticileri etkinliklerini ve inisiyatif alanlarını kaybetmişlerdir. Son 10 yıl içinde yaşanan güç yozlaşması, kaynak israfı, yanlış ekonomik politikalarla 2023 hedeflerinin çok gerisine düşen iktidar bugün bu zaaflarla ilan ettiği “Türkiye Yüzyılı” hedefini de gerçekleştirmekten fersah fersah uzaktadır. Bu tablo içinde iktidarın da ana muhalefetin de ana odağı bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl kazanılacağı sorusu olmuştur. İktidar her tür siyasi mühendislikle farklı muhalefet unsurlarının parçalanmasına ve özellikle milliyetçimuhafazakâr merkez sağdaki tekelini korumaya odaklanmış; ana muhalefet ise ülkemizin ve şehirlerimizin sorunlarına çözüm üretmektense 2024 seçimlerinde yerel yönetimlerde kazandıkları iktidarı merkezi yönetime taşıyabilmek için tahkimat yapmaya yönelmiştir. Hemen hemen her konuda ihtilaf eden iktidarın da ana muhalefetin de anlaştığı tek nokta diğer partilerden milletvekili ve siyasetçi transfer ederek iki kutuplu yapıyı keskinleştirmektir. İktidar “CHP karşıtlığı” üzerinden merkez sağ kitleyi konsolide etmeye çalışırken, ana muhalefet çeyrek asra varan iktidara tepki oylarını konsolide etmeye çalışmaktadır. İktidar kadroları “Erdoğan sonrası” senaryolara kafa yorarken, ana muhalefet ise 2023 seçimleri sonrasında güçlendirilmiş parlamenter sistem vaadini tamamıyla unutarak iktidar değişimini bir sistem değişimine değil de bir kişi değişimine indirgemiş durumdadır. İktidar yolsuzluklara mücadeleyi karşı tarafı zayıflatacak bir araç olarak görüp neşteri kendisine atmazken, ana muhalefet kendi içinden şikayetçilerin de bulunduğu yolsuzluk dosyalarından arınmaktansa bütün dikkatleri kendilerine yapılan bir operasyon algısına yöneltmektedir. İki taraf da temiz siyaset anlamında samimiyetlerini ve inandırıcılıklarını kaybetmiş durumdadır. Zor şartlar ve ağır baskılar altında Gelecek Partimizi kurduğumuz 12 Aralık 2019’dan bugüne geçen altı yıl içinde hemen hemen her alanda şarlar daha da kötüleşmiş, ahlaki çürüme ve güç yozlaşması bütün toplumsal ve siyasal bünyeyi esir almıştır. O günlerde her bir alanda yapacağımız reformlarla ülkemizi bu dar boğazdan çıkaracağımız inancındaydık. Ancak, son altı yıl içinde hemen hemen her alanda yaşanan çöküş sınırlı reformları değil köklü bir yenilenmeyi gerekli kılmaktadır. Kapsamlı bir “Ahlak Devrimi”, “Adalet Devrimi”, “Üretim ve Gelir Adaleti Devrimi”, “Temiz Siyaset Devrimi”, “Devletin Kurumsal Devrimi” zorunludur. Böyle bir kapsamlı devrimi ancak güç ile sınanmış, zor şartlarda tecrübe kazanmış, kolay ulaşılacak makamların değil çileli yolların taliplisi olanlar, olduğu gibi olup 3 göründüğü gibi olanlar gerçekleştirebilir. Biz Gelecek Partisi kadroları olarak bu yolda ciddi sınamalardan alnımızın akıyla çıktığımıza inanıyoruz. Aziz Milletimize söz veriyoruz; • Her şeyden önce toplumumuzun üzerine çökmüş olan karamsarlık psikolojisine meydan okuyacak, toplumumuza özgüvenini tekrar kazandıracağız. • Çıkar-odaklı değil değer-odaklı bir siyaset vizyonu ortaya koymaya devam edeceğiz. Özgün kavramları tüketen popülist hamasetten de ümit ve vizyon içermeyen edilgen bir söylemden de uzak duracağız. • Siyasetin dar kalıplarını kıracak, hiçbir kişisel ikbal ve mansıp beklemeden toplumumuzun önüne en geniş ölçekli ve en derinlikli siyasi alternatifleri koyabilmek için hasbi bir şekilde çalışacağız. • Rövanşizm kültürünü siyaset alanından söküp atacak, herkesin kendisini “güvende ve emin” hissettiği bir hukuki ve siyasi iklim inşa edeceğiz. • Siyasete nezaket dilini egemen kılacak, bize yönelen tehdit ve hakaret diline vakar ve izzet diliyle cevap vereceğiz. • İnsan onurunun ve kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan düşünce, inanç, ifade ve girişim özgürlüğünü sınırlayan yasakları kaldıracağız. • Ülkemizin etnik ve mezhebi fay hatları bölünmesine dönük art niyetli senaryolara karşı kültürel birlikteliğimizin esası “çoklukta birlik”tir. Her vatandaşımızın diline, kültürüne ve inancına tam bir saygı ile yaklaşarak aidiyet bilincimiz güçlendireceğiz. • Ülkemizin ve bölgemizin terörden tümüyle arındırılması için atılan her adımı destekleyecek, demokratik reformları bu sürecin doğal parçası olarak göreceğiz. • Dini ve manevi değerlerimizin örselenmesine asla izin vermeyeceğiz, bu değerleri sözde değil özde koruyacak ve yaşayacağız. • Devletin her kurumuna, siyasetin her alanına ve toplumsal kesimlerin tümüne yayılan bir “Ahlak Devrimi” ne dayalı “Temiz Siyaset, Temiz Toplum” hedefini mutlaka gerçekleştireceğiz. Bu konudaki geçmiş müktesebatımız size vereceğimiz en önemli teminattır. • Bir taraftan istismar edilen diğer taraftan unutulan ve unutturulan “Emanete riayet”, “kul hakkı”, “helal-haram”, “saçı bitmedik yetimin hakkı” gibi kavramları toplumsal hayatımızda sözde değil özde egemen kılacağız. • Güç ve iktidar sahibi olmanın bir ayrıcalık değil, ağır bir sorumluluk olduğu inancıyla ahlak devrimini kendimizden başlatacağız. Siyasi davranış ilkemiz ahlâki tutarlılık ve şeffaflık olacaktır. Kibre karşı tevazuu, israfa karşı tasarrufu, şahsi çıkara karşı kamu çıkarını savunmaya devam edeceğiz. • “Herkes İçin Adalet” ilkesini ahlaki tutarlılığımızın temel şiarı kabul ediyoruz. Kendimiz için istediğimiz adaleti önce siyasi rakiplerimiz için uygulayacak, adaleti tek taraflı işleyen bir giyotin gibi değil, kamusal hırsızlık olan yolsuzluklara, gençleri zehirleyen uyuşturucu ticaretine, bahis ve kumar 4 cinnetine bulaşan herkese, kişisel makam ve kimliğine bakmaksızın karşı iki ucu keskin kılıç gibi kullanacağız. • Bu konuda hiçbir kimseye, partiye, zümreye ve gruba ayrıcalık tanınmasına izin vermeyecek, kimsenin gözünün yaşına bakmayacak ve toplumu kılcal damarlarına kadar giren yolsuzluk virüsünden tümüyle arındıracağız. • Ülkemizin en temel ilkesi, ahlaki referansı ve ruhu insan hakları ve onuru olan katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasaya kavuşması için her türlü gayreti göstereceğiz. • Bu bağlamda son yedi yıl içinde zaafları ve zararları ortaya çıkmış olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yerine sağlıklı işleyen tam ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi ikame edeceğiz. • Güç biriktirme alanı değil, gücü denetleme ve ahlaki çizgiye getirme alanı olarak gördüğümüz hukukun egemenliğini tahkim edecek, hukuk devletine yeniden işlerlik kazandıracak ve yargının kontrol altına alınması çabası hangi gerekçeyle ve kim tarafından yapılırsa yapılsın engelleyecek ve başta KHK’lılar olmak üzere bütün hukuk mağdurlarının sorunlarını çözeceğiz. • Devlet yönetiminde temel ilkemiz ehliyet, liyakat ve emanet olacaktır. Bu ilkelerin hayata geçirilebilmesi için bürokrasiye giriş objektif kurallara ve adil süreçlere, bürokraside kalma ve yükselme ise objektif kriterlerle ölçülebilir performansa bağlayan bir “kamu istihdamı ahlâkı”nı egemen kılacağız. Kamu istihdamı ahlâkı çerçevesinde her bir vatandaşı objektif ehliyet ve liyakat kuralları içinde değerlendirecek, adayların kökenlerinin, düşünce ve inançlarının bürokrasiye giriş, kalış ve terfi için engelleyici bir kriter olmasına, mülakatlarla gençlerin geleceğinin karartılmasına asla izin vermeyeceğiz. • Ekonomi alanında temel hedefimiz âdil ve sürdürülebilir refah olacaktır. Bunun için alacağımız radikal tedbirlerle tarım ve sanayi üretimini teşvik edecek, hazine kaynaklarının son yıllardaki vahşi servet transferi için kullanılmasına son verecek, gelir adaletini sağlayacağız. • Bir milli beka sorunu haline dönüşmüş olan tarım ve hayvancılıktaki üretim düşüşünü durdurmak üzere kapsamlı bir su ve toprak reformu gerçekleştireceğiz. Tarım ve hayvancılığa dönük kapsamlı teşviklerle ülkemizi önce kendi kendine yeten daha sonra da dünyanın tarım ve hayvancılıkta rekabet gücü en yüksek ülkesi haline getireceğiz. • Toplumun her kesimin saran yoksulluğu yok edebilmek için en kırılgan kesimler olan emeklilerimiz başta olmak üzere yoksullaşan geniş kitlelerin hayat şartlarını düzeltecek, asgari ücreti açlık sınırının altında tutan bugünkü zulme son verecek, işçilerimizin ve memurlarımızın insan onuruna yakışır bir hayat sürmesini sağlayacağız. • İktidara yakın büyük şirketlerin lehine işleyen Teşvik sistemini esnafımızı, küçük ve orta ölçekli sanayicilerimizi, KOBİ’lerimizi destekleyecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Üreticiyi cezalandırıp rantiyeyi vergi dışında tutan ve yüksek ÖTV ve KDV ile vatandaşlar üzerinde bir zulme dönüşen vergi sistemini kökten değiştireceğiz. • Ar-Ge ve yüksek teknoloji yatırımlarına büyük destekler vererek teknoloji tüketen değil teknoloji üreten bir ülke olacağız. Niceliksel gelişim niteliksel derinlik kazanacaktır. 5 • Ekonomik gücümüz ile ulusal güvenlik ihtiyaçlarımızın kesişim alanında milli savunma sanayimizin dışa bağımlılığını azaltmak ve güçlendirmek için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. • Afroavrasya ana kıtasının merkezinde ve önemli denizlerin ve ekonomik havzaların kesişim hattında bulunan coğrafyamız mal ve hizmet üretimi, enerji, tarım ve ticaret stratejilerimiz bağlamında en etkin şekilde değerlendirecek, ticaret savaşlarında rekabet gücümüzü artıracağız. İpek Yolu’ndan küresel enerji hatlarına ve ticaret yollarına geçişte öncü bir rol üstlenecek ve bu yolla ekonomik karşılıklı bağımlılık ilkesinden hareketle bölgesel barış alanları oluşturacağız. • Dış politikada çok boyutlu barış diplomasisi uygulayacağız. Bu yaklaşım gerçekçi ve vizyoner dış politika uygulamaları ile hayata geçirilecektir. Bir taraftan bugün çevre bölgelerde yaşanan krizlerin oluşturduğu ateş çemberi ile kuşatılmış bulunan ülkemizin bir istikrar adası olması için gerekli güvenlik altyapısı oluşturacak, diğer taraftan İstiklal Savaşımızın temel ilke ve ruhundan hareketle dış politikamızda her zaman mazlumların ve mazlum milletlerin yanında yer alarak insan onurunu koruyan değer-odaklı bir yaklaşım benimsemeye devam edeceğiz. • Eğitimi mekanik bir bilgi aktarımı olarak değil, organik bir zihniyet oluşum süreci olarak gören bir anlayışla kaliteyi esas alan niteliksel bir devrim gerçekleştireceğiz. Ülkemizin insan kaynağını çağdaş dünya ile rekabet edebilir donanıma kavuşturan ve hayat boyu süren bir süreç olarak gördüğümüz eğitimi insani kalkınmamızın odağına yerleştireceğiz. • İnsan onuruna dayalı siyaset anlayışımızın ve insan odaklı kalkınma stratejimizin en temel araçlarından birisi, bütün vatandaşlarımızı kuşatan sağlık politikalarımız ve sosyal devlet uygulamalarımız olacaktır. Son aylarda kitlesel zehirlenmelere yol açan gıda güvenliği sorununu bir milli güvenlik meselesi olarak ele alacağız. • Yaşanan kurumsal çöküş dolayısıyla devletin ve onu oluşturan kurumların devlet geleneğimizden beslenen ve 21. Yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayan yeni bir kurumsal mimari ile tanzimi şarttır. Devlet mimarisinin yeniden tanziminde temel ilkemiz süreklilik içinde değişimdir. Devlet yeniden tanzim edilirken statükoculuğa dayalı kurumsal asabiyet terk edilecek, ancak kurumsal kültür ve hafıza özenle korunacaktır. Bu tanzimi konjonktürel ve ani kararlarla değil, devlet tecrübe birikimini ve zamanın gerekliliklerini göz önünde bulunduran ve ortak aklı harekete geçiren bir basiret içinde gerçekleştireceğiz. 12 Aralık 2019’daki kuruluş manifestomuzda söz verdiğimiz gibi, bu hedefler doğrultusunda zihinlerimizi özgürleştirecek, psikolojilerimizi yenileyecek, toplumsal bağlarımızı güçlendirecek yeni bir başlangıç yapmaya kararlıyız. Partimize dönük baskılardan, yok saymalardan ve milletvekilleri transferleri de dahil olmak üzere gayriahlaki yöntemlerden yılmadık, yılmıyoruz, yılmayacağız. İlk gün belirlediğimiz ilkelerden bir milim dahi sapmadan verdiğimiz her sözün arkasında duracak, ülke siyasetini ahlakla, toplumumuzu adaletle, çalışanlarımızı refahla, gençlerimizi umutla, çiftçilerimizi toprakla, topraklarımızı suyla, emeklilerimizi 6 işçilerimizi ve memurlarımızı onurlu bir hayat standardıyla, aydınlarımızı ve basınımızı düşünce özgürlüğü ile, devletimizi güç ve itibar ile buluşturacak, milletimizi tarihi akışın öncüsü kılacağız! Bu ortak hedef doğrultusunda kanaat önderlerimizi, aydınlarımızı ve her siyasi kesimden vatandaşlarımızı ortak vicdanımız, ortak aklımız ve ortak irademiz temelinde ortak geleceğimizi belirlemek için omuz omuza vermeye davet ediyoruz. Gün; devlet aklını, insan onuru ve millet vicdanı ile buluşturma günüdür. Gün; geçmişimizden güç alarak ve bugünü doğru anlayarak geleceğimizi inşa günüdür. Gün; herkesin güven içinde yaşadığı özgür bir gelecek inşa etme günüdür. Gün; gelecek vizyonu ile yeni bir başlangıç yapma günüdür. Gelecek partisi hepimizin geleceğinin adresi, kaynağı ve umut ışığıdır. Gelecek bizimdir. Gelecek sizindir. Gelecek hepimizindir.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: