En büyük meselemiz gençlerdir diyen CHP’li Avşar; “Gençlerin KYK burs ve kredileri arttırılmalı ve asgari ücretin artış oranına sabitlenmelidir.”

Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu burs ve öğrenim kredisini Meclis gündemine taşıdı. Avşar, Türkiye Büyük Millet Meclis’ine konuya dair kanun teklifi verdi.

17 Ara 2025 - 09:51 YAYINLANMA
En büyük meselemiz gençlerdir diyen CHP’li Avşar; “Gençlerin KYK burs ve kredileri arttırılmalı ve asgari ücretin artış oranına sabitlenmelidir.”

Gerekçede, yoksulluğun toplumsal sonuçları olan bir sosyal kriz olduğunu ve kitlesel bir hal aldığına dikkat çeken Avşar, ülkede 17 milyon yurttaşın en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını, hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcamasının iki katına çıktığını, 20 milyon insanın sosyal yardıma muhtaç olduğunu ve bu ekonomik şartlarda çocukların çoğunun ailelerinden destek alamadığını, verilen burs ve kredilerin çok yetersiz olduğu ve bu yüzden öğrencilerin çoğunun çalışmak zorunda kaldığını veya okulu terk ettiğini belirtti. Avşar teklifle; öğrenim kredisi ve burs miktarlarının asgari ücretin; önlisans ve lisans öğrenimi görenler için 1/3’ü oranında, yüksek lisans öğrenimi görenler için 1/2’si oranında, doktora öğrenimi görenler için 3/4’ü oranında arttırılması ve her yıl o yıla ilişkin net asgari ücret artış oranında güncellenmesini amaçladıklarını ifade etti. ‘Yoksulluk, toplumsal sonuçları olan bir krizdir’ Yoksulluğun toplumda yol açtığı sonuçlara dikkat çeken Avşar, yoksulluğun ekonomik temelli sosyal ve toplumsal sonuçları olan bir kriz olduğunu, ortalama yaşam süresinden beslenmeye, sağlıktan ulaşıma ve barınmaya kadar temel yaşam hakkını doğrudan etkilediğini belirtti. ‘17 milyon yurttaş en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor’ TÜİK verilerine değinen Avşar şöyle devam etti; “TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasına göre Türkiye’de en az 17 milyon 821 yurttaş en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak kadar yoksuldur. Yoksulluk oranı yüzde 21,2’ye yükselirken her on yurttaştan ikisi yoksul hale gelmiştir. Düşük asgari ücret, ağır vergiler ve adaletsiz gelir dağılımı, çalışan yoksulluğunu her geçen gün artırmaktadır. 2024 yılında Türkiye’de çalışanların yoksulluk oranı %10,7’dir. İşsizliğin yüksekliği, bu yoksulluğun daha geniş kitleleri ve aileleri etkilemesine yol açmaktadır.” ‘Yoksulluk, kitlesel bir hal aldı’ Avşar, ücretler, enflasyon karşısında hızla erirken milyonlarca emekçinin alım gücü her geçen gün daha da düştüğünü, buna rağmen, işçilerin yarısına yakınının açlık sınırının altında asgari ücretle çalışması yoksulluğun kitlesel bir hâl almasına yol açtığını ve Türkiye’deki derin yoksulluk krizinin en somut göstergesini oluşturduğunu belirtti ve resmi verilere yer verdi; “Bu gerçeği ortaya koymaktadır: 2025’in Eylül Ayı dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 27.970 TL. Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamalar için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 91.109 TL. Asgari ücret ise yalnızca 22 bin 104 TL’dir. Aynı dönemde en düşük memur maaşı 50 bin 503 TL, en düşük emekli aylığı ise 16 bin 881 TL seviyesinde kalmıştır.” ‘Hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması iki katına çıktı’ Hanehalklarının tüketim harcamaları incelendiğinde, yoksulluğun en net hissedildiği alanların en temel ihtiyaçlar olduğu görüldüğünü belirten Avşar, çeşitli araştırmalara göre 2023’te toplam hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcamasının 24 bin 383 TL iken, 2024’te bu tutar neredeyse iki katına çıkarak 45 bin 344 TL’ye ulaştığını söyledi. ‘20 milyon insan sosyal yardıma muhtaç’ Avşar, ayrıca Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2024 yılı faaliyet raporuna göre sosyal yardımlardan faydalanan toplam hane sayısının 4 milyon 574 bin 684 olduğunu yani bu rakamın yaklaşık 20 milyon insana denk geldiğini ifade etti. ‘Bu ekonomik şartlarda çocukların çoğu ailelerinden destek alamıyor’ Bu ekonomik tablo içinde ülkemizde 2024-2025 Yükseköğrenim Bilgi Sistemi verilerine göre 2 milyon 853 bin 439 önlisans, 3 milyon 536 bin 313 lisans, 346 bin 668 yüksek lisans, 98 bin 695 doktora öğrencisi olmak üzere 6 milyon 835 bin 115 yükseköğrenim kurumlarına kayıtlı öğrencimiz bulunduğunu söyleyen Avşar, büyük bir kısmı yurt veya kiralık evlerde kalmak zorunda olan öğrencilerin bu ekonomik şartlar altında ailelerinden aldıkları destek miktarı da oldukça sınırlı olduğunu belirtti. ‘Öğrenciler okulu terk ediyor’ Avşar, kimi öğrencilerin ya okulu dondurmakta ya da terk etmek zorunda kaldıklarını, bu koşullarda sağlanan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu kredi ve burs miktarları ise önlisans ve lisans öğrencisine 3 bin TL, yüksek lisans öğrencisine 6 bin TL ve doktora öğrencisine 9 bin TL olduğunu belirtti. ‘Öğrencilerin çoğu çalışmak zorunda kalıyor’ Özellikle büyükşehirlerde okumanın yüksek maliyetine değinen Avşar sözlerini şöyle sürdürdü; “İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerimizde söz konusu okuma maliyeti daha da artmakta ve öğrencilerin büyük bir kısmını çalışmaya sevk etmektedir. Böylece nitelikli eğitim alma ve kişisel bilgi ve beceri düzeyini arttırmada öğrencilerimizi geri kalmaktadır. Bu durum, sağlanan yükseköğrenim kredi ve burs miktarlarının makul düzeyde artırılmasını zorunlu kılmaktadır." ‘Nitelikli eğitime ulaşma her gencin hakkı’ Avşar teklifle; öğrenim kredisi ve burs miktarlarının asgari ücretin; önlisans ve lisans öğrenimi görenler için 1/3’ü oranında, yüksek lisans öğrenimi görenler için 1/2’si oranında, doktora öğrenimi görenler için 3/4’ü oranında arttırılması ve her yıl o yıla ilişkin net asgari ücret artış oranında güncellenmesini amaçladıklarını ifade etti.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: