DEVA Partili Medeni Yılmaz: “TSK'nın kurumsal geleceğini garantiye almak sadece parayla değil kurumsal kültürle mümkündür”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Medeni Yılmaz, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz konuşmasına, “Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkan ve üyeleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar ve basınımızın değerli mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum” diyerek başladı ve şehitlerimizi andı: “Konuşmama başlamadan önce geçtiğimiz günlerde elim bir uçak kazası sonucu şehit verdiğimiz 20 vatan evladımızı anmak istiyorum. Rabb'imden şehitlerimize rahmet, aileleri ve silah arkadaşlarına sabırlar diliyorum.”
“Bugün Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesini görüşüyoruz.Tüm bakanlıklarımız ayrı ayrı kıymetli ve önemlidir elbette ancak askerimize ‘Mehmetçik’ denilerek ismini Peygamber Efendimiz'den alması, kurum olarak yine ‘Peygamber ocağı’ denilmesi, milletimizin köklerinin savunma ve mücadeleye dayanması, ordumuzun iki bin yıllık bir geçmişinin olması Bakanlığımıza ayrı bir önem atfediyor. Hele ki bulunduğumuz bölgede ülkemizin stratejik, jeopolitik konumu ve bölgenin son dönemlerde çok hareketli olması da Bakanlığımıza ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Sözlerime Türkiye'nin güvenliği, ordumuzun güçlenmesi ve savunma ihtiyaçlarımızın karşılanması noktasında hiçbir tereddüdümüzün olmadığını ifade ederek devam etmek istiyorum. Ancak savunma bütçesi bir ülkenin sadece askerî kapasitesini değil aynı zamanda siyasi aklını, ekonomik disiplinini ve yönetim kültürünü de yansıtan bir alandır. 'Savunma harcaması çoktur çünkü tehdidin büyüklüğü çoktur' demek kolaydır fakat esas mesele bu harcamanın nasıl, nereye, hangi yöntemlerle, kim tarafından denetlenerek yapıldığıdır.” Medeni Yılmaz, bütçedeki artışın gerekçelerinin yetersiz açıklandığını vurguladı: “2026 yılı Millî Savunma Bakanlığı bütçesi önceki yıla göre yüksek oranda bir artış göstermektedir. Bu artış Hükûmet tarafından sık sık küresel güvenlik riskleri, sınır ötesi operasyonlar, bölgesel istikrarsızlıklar ve NATO uyum yükümlülükleriyle gerekçelendirilmektedir. Evet, tehdit algıları artıyor olabilir ancak diğer yandan şu soruları sormalıyız: Bu bütçeyi büyütürken ekonomik gerçeklik göz önünde bulundurulmuş mudur? Para harcıyoruz ama etki analizini yapıyor muyuz? Her yıl milyonlarca lira harcadığımız projeler planlanan takvimlerde tamamlanıyor mu?”
“TSK'nın kurumsal geleceğini garantiye almak sadece parayla değil kurumsal kültürle mümkündür”
“Masumiyet karinesi uygulanmalı; hukuk şeklen değil fiilen işletilmelidir”
Uzman erbaş sözleşmelerindeki hukuksuzluk iddialarını gündeme getiren Yılmaz, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen uygulamaların devam ettiğini belirtti: “İdare mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesinin gündemini en çok meşgul eden konu uzman erbaşların sözleşmelerinin kanaat veya istihbari bilgi gibi soyut gerekçelerle feshedilmesidir. Anayasa Mahkemesi yakın tarihli kararlarında, özellikle 2023 ve 2024 tarihli gerekçeli kararlarında 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin bazı maddelerini masumiyet karinesi ve suç ve cezaların kanuniliği ilkelerine aykırı bularak iptal veya ihlal kararı vermiştir. Buna karşın, idare personelin işlediği iddia edilen basit bir suçtan dolayı mahkemenin verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kesinleşmiş bir mahkûmiyet gibi kabul edip sözleşme fesih yoluna gitmekteydi ancak AYM hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığını ve bu nedenle sözleşmenin feshedilmesinin orantısız bir müdahale olduğuna hükmetmiştir. Bu yargı kararı TSK yönetiminin personel tasfiyesinde hukuku nasıl baypas etmeye çalıştığının en net kanıtıdır. Ancak Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen 2025 yılındaki uygulamalarda idarenin mahkeme kararlarını arkadan dolanarak uygulamadığı görülmektedir. Mahkeme kararıyla göreve iade edilen personelin bu kez kadrosuzluk veya farklı bir ilde görevlendirme yani sürgün yoluyla istifaya zorlanması, hukukun şeklen uygulandığı ancak fiilen etkisizleştirildiği bir idari vesayet tablosu oluşturmaktadır.”
“Güvenlik, şeffaflığı ortadan kaldıran değil, daha fazla gerektiren bir alandır”
“Ekonomisi güçlü olmayan ülkenin savunması güçlü olamaz”
“Güçlü ordu, büyük bütçe değil; modern, liyakatli, akılcı ve şeffaf yapı demektir”