DEVA Partili Ekmen: “Belirsizliğin giderilmesi toplumsal güven ve sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi açısından elzemdir”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, katılmış olduğu programlarda PKK’nın Türkiye’den çekilme açıklamasını değerlendirdi; yasal zeminin oluşturulması ve Meclis’in rolüne dikkat çekti.

28 Eki 2025 - 15:45 YAYINLANMA
DEVA Partili Ekmen: “Belirsizliğin giderilmesi toplumsal güven ve sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi açısından elzemdir”

Demokrasi, hak ve özgürlük alanları genişlemeli

Gündemdeki yasal düzenlemeler hakkında görüşlerini açıklayan Ekmen, “Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve infaz mevzuatımız, bir terör örgütünün kendi kendini feshederek tasfiye sürecine girmesine dair bir düzenleme içermiyor. Bir örgütün fesih kararı alıp silahlarını tasfiye ettiği durumda hangi hukuki statüye tabi olacağına açıklık getirilmesi gerekiyor. Ayrıca bu kişilerin topluma yeniden kazandırılmasına yönelik entegrasyon politikalarının nasıl uygulanacağına dair de yasal çerçeveye ihtiyaç var. Komisyon’a biçilen en önemli görev de budur. Biz muhalefet üyeleri olarak, bu sürecin sadece teknik bir yasaya değil; aynı zamanda toplumun demokrasi, hak ve özgürlük alanlarının genişlemesi taleplerine cevap vermesi gerektiğini ifade ettik” dedi.

Bir an önce yasal düzenleme ihtiyacı açıktır

Yasal düzenlemelerin mevcut durumuna ilişkin soruya yanıt veren Ekmen, “Açık söylemek gerekirse, ‘eve dönüş’ düzenlemesinin geciktiğini düşünüyorum. Örgüt 12 Mayıs’ta fesih kararı aldı ve 11 Temmuz’da silahlarını yaktı, bu iki tarih arasında örgüt mensuplarının hukuki statüsü netleştirilmeliydi. Örgüt üyesi ve yöneticileri, Haklarında soruşturma olanlar-olmayanlar, eyleme karışanlar-karışmayanlar, dağda olanlar-olmayanlar, yurt dışına çıkanlarcezaevinde olanlar ve yargılaması devam edenler gibi ayrımlar üzerinden bir çerçeve çizilmeliydi. Örgütün 1.500-2.000 kişi arasında bir varlığından söz ediliyor. Diyelim ki bu kişilerin 1.500’ü çıkarılacak olası yasaya uygun bir geçmişe sahip. Bu kişiler mağaraları, lojistik hatları terk ederken hangi hukuki prosedürler işleyecek? Bu belirsizliğin giderilmesi toplumsal güven ve sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi açısından şarttır. Silahlarını belirlenen noktalara teslim etmesi istenen örgüt üyeleri, tekrar örgütün kontrolündeki yaşam alanlarına dönmek zorunda kalıyorlar. Bu ciddi bir çelişkidir. Oysa yeni sürece uyum sağlamak isteyenler nasıl bir hukuki işleme tabi olacaklarını bilmeliler, bu nedenle yasal düzenleme ihtiyacı açıktır” açıklamasında bulundu.

Yasama aşaması için geç kalındı

Ekmen “Komisyon yasal düzenleme safhasına geçti mi?” sorusunu yanıtlayarak, “Bu hafta Adalet ve Dışişleri Bakanlarını, ardından muhtemelen MİT Başkanını dinleyeceğiz. Özellikle son günlerde örgütle yaşanan karşılıklı mesajlaşmalar, geri çekilmeye dair Sayın Cevdet Yılmaz, Efkan Ala ile Ömer Çelik’in verdiği cevaplar; bunun süreç yönetiminin bir parçası olduğunu gösteriyor. Meclis’e ve Komisyon’a, ‘Örgütten beklenen şu adımlar atıldı. Lojistik alanlar ve mağaralar teslim alındı. Silahlar belirlenen bölgelere teslim edildi. Artık yasa aşamasına geçilebilir’ denilecek. Biz komisyon üyeleri olarak hukuki çerçeveye dair yeterli bilgi ve tecrübeye sahibiz fakat asıl önemli olan; MİT, İmralı ve Kandil üçgeninde nasıl bir mutabakat sağlandığına dair bilgilendirilmemizdir. Bunun da MİT Başkanı Sayın İbrahim Kalın tarafından aktarılacağını düşünüyorum. Aslında biz 5 Ağustos’ta bir alt komisyon kurulmasını ve dinlemelerle eş zamanlı bir yasama çalışması yürütülmesini teklif etmiştik. Ne yazık ki bu teklif iktidar tarafından kabul görmedi” dedi.

Görevimiz, iktidarın en az hatayla süreci yönetmesine katkı sunmaktır

 Ekmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İmralı Heyeti’nin görüşmesi ve sürecin devamına ilişkin, “Bize herhangi bir projeksiyon sunulmadığı sürece nasıl bir hazırlık içinde olduklarını net olarak bilmemiz mümkün değil. Muhalefet olarak oldukça kritik bir süreçteyiz ve görevimiz, iktidarın en az hatayla süreci yönetmesine katkı sunmaktır. Doğru adımları destekleriz, eksik olanları tamamlarız, yanlış olanları düzeltiriz. Ancak ana çerçeveyi iktidarın ortaya koyması gerekir. Dünya örnekleriyle uyumlu ideal bir model önerebiliriz fakat bu, MİT-İmralı-Kandil üçgenindeki gelişmelerin gerisinde veya ilerisinde kalabilir. Bizim temel hassasiyetimiz, yürütülen görüşmelerin toplumun geniş kesimlerini incitmeyecek, adalet ve vicdan duygusuyla çelişmeyecek bir zeminde ilerlemesidir. Kendimizi inşa edici bir aktör değil, sürecin istikrarını koruyan bir denge unsuru olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Devlet, hukuku ve özgürlükleri genişletmek için böyle bir pazarlığa mecbur kalmamalıydı

 Ekmen, “Gelen işaretler üç başlıkta toplanıyor. Birincisi, örgüt hiçbir talepte bulunmasa bile kendini feshetmek ve eve dönmek isteyen silahlı terör örgütü mensupları için yasal düzenleme gereklidir. İkincisi, bununla eş zamanlı özellikle İnfaz Yasası’nda Covid ve benzeri toplumun çeşitli beklentilerini karşılayan, ele alan bir düzenleme olmalıdır. Üçüncüsü, bu adımlar tamamlanıp devlet örgütün tamamen dağıldığını ve tehdit olmaktan çıktığını tespit ettiğinde, özgürlük ve demokrasi alanındaki reformlar gündeme gelecektir. İktidarın yol haritası kabaca böyle şekilleniyor. Bu ideal yol mu? Devlet, hukuku ve özgürlükleri genişletmek için böyle bir yöntemi tercih etmemeliydi. Fakat süreç bu şekilde yürüyor. Öncelikli odak, Eve Dönüş Yasası’na. Bu yasa, ceza ve cezasızlık politikasının sınırlarını gösterdiği gibi siyasal, toplumsal ve ekonomik entegrasyonun çerçevesini de belirleyecektir. İktidarın sırayla bu düzenlemelere başlayacağını öngörülebilir” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: