CHP’Lİ TAŞCIER: “BU BÜTÇE ‘ÖLEN ÖLÜR, KALAN SAĞLAR BİZİMDİR’ BÜTÇESİDİR”

CHP Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı ve Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada 2026 bütçesini sert sözlerle eleştirdi. Bütçenin rakamlardan ve hedeflerden oluştuğunu ancak yurttaşın yaşam gerçekliğini ıskaladığını savunan Taşcıer, “İçinde çalışma geçen ama emeği değersizleştiren, sosyal denilen ama güvenliği törpüleyen bir metin hazırlanmış” dedi. Bütçede 68 ayrı harcama programı bulunduğunu hatırlatan Taşcıer, 66 kalemde hedeflerin tutturulmasına rağmen en kırılgan kesimlere gelindiğinde tablonun değiştiğini ifade etti. Yoksullukla mücadele ve sosyal güvenlik programlarının toplam büyüklüğünün 2,4 trilyon lira olduğunu belirten Taşcıer, Türkiye’de her üç kişiden birinin yoksul olduğuna dikkat çekti.

17 Ara 2025 - 19:34 YAYINLANMA
CHP’Lİ TAŞCIER: “BU BÜTÇE ‘ÖLEN ÖLÜR, KALAN SAĞLAR BİZİMDİR’ BÜTÇESİDİR”

“YOKSULLUKLA MÜCADELEYE 4 KURUŞ” Yoksullukla mücadele için ayrılan kaynağın 554 milyar lira olduğunu belirten Taşcıer, bu tutarın dakikada 4 kuruşa denk geldiğini söyledi. Kadınlara, çocuklara ve aktif yaşlanmaya ayrılan payın ise 1 kuruşun biraz üzerinde kaldığını vurguladı. Sosyal güvenlik bütçesine ilişkin değerlendirmesinde SGK şemsiyesi altında 43 milyon kişinin bulunduğunu, bunların 17 milyonunun emekli olduğunu hatırlatan Taşcıer, sosyal güvenliğe ayrılan payın dakikada 8 kuruş olduğunu ifade etti. “409 MİLYAR LİRA NEREYE GİTTİ?” Sosyal güvenlik bütçesinin 1 trilyon 872 milyar lira olarak öngörüldüğünü belirten Taşcıer, geçen yıl için yüzde 25 artış vaat edildiğini ancak artışın yüzde 3’te kaldığını söyledi. Aradaki 409 milyar liralık farkın nereye gittiğini soran Taşcıer, “Bu kaynağın emekliye ve sosyal güvenliğe gitmediği ortadadır” dedi. Bütçede kullanılan kavramları da eleştiren Taşcıer, “Emekçinin sofrası küçülüyor denge diyorsunuz. Asgari ücret eriyor enflasyonla uyum diyorsunuz. Emeklinin payı azalıyor mali disiplin diyorsunuz. Kadın emeği kayıt dışına itiliyor esneklik diyorsunuz. İşsizlik Fonu işsize gitmiyor kaynak etkin kullanılıyor diyorsunuz” ifadelerini kullandı. “44 SOMA FACİASI YAŞANDI” Konuşmasında iş cinayetlerine de değinen Taşcıer, Soma faciasının üzerinden 10 yıl geçtiğini, bu sürede 13 bin 74 iş cinayetinin yaşandığını belirtti. Bu dönemde 44 Soma faciasına denk gelen ölümün meydana geldiğini ifade eden Taşcıer, gerekli derslerin çıkarılmadığını söyledi. Zonguldak’taki madenlere ilişkin uyarılara da dikkat çeken Taşcıer, Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin madenlerde beş ölümcül eksiklik tespit ettiğini hatırlattı. Mevzuatın bu durumlarda “derhal kapatma” hükmü içerdiğini vurgulayan Taşcıer, raporların sümenaltı edildiğini savundu. Sarayın günlük giderinin 72 milyon liraya ulaştığını belirten Taşcıer, buna karşın madenlerde hayati önlemler için gerekli olan 57 milyon liralık kaynağın ayrılmadığını ifade ederek, “57 milyon lira verilmediği için 7 bin madenci her gün ölüme gönderiliyor” dedi.

“ÜCRETLER BANGLADEŞ SEVİYESİNDE” Asgari ücret tartışmalarına da değinen Taşcıer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın uluslararası karşılaştırmalarına tepki göstererek, “Markette etiketler Fransa ayarında, barınma Amerika kıvamında. Ama ücretler Bangladeş ve Uganda seviyesinde. Emekli, emekçi çalışıyor ama doyamıyor. Doysa barınamıyor. Barınabilse borçtan kurtulamıyor. Günün sonunda 200 liralık otellerde, otogarlarda hayatını sürdürüyor” dedi. CHP olarak taleplerini de sıralayan Taşcıer, asgari ücretin istisna olmaktan çıkarılacağını, vergide adaletin sağlanacağını, sıfır iş cinayeti hedefinin hayata geçirileceğini ve kadın emeğinin görünür kılınacağını söyledi. Taşcıer, “Emeği yok sayan hiçbir anlayış kalıcı olamaz. Bu bütçenin de bu iktidarın da süresi sandığa kadardır” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı. Taşcıer’in konuşması şu şekilde: “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Önümüzde rakamlardan, programlardan ve hedeflerden oluşan ama yaşamı ıskalayan bir bütçe var. İçinde “çalışma” geçen ama emeği değersizleştiren, “sosyal” denilen ama güvenliği törpüleyen bir metin hazırlanmış. “İstikrar” demişsiniz, emekçiye düşen sabretmek olmuş. “Büyümeden pay” demişsiniz, emekliye biçilen rol şükretmek olmuş. “Verimlilik” demişsiniz, bedelini sağlığıyla, canıyla işçi ödesin istemişsiniz. “Fedakârlık” demişsiniz, hep ücretliden beklemişsiniz. Ve siz bu bütçeye refah bütçesi demişsiniz! Bakın, bütçede 68 ayrı harcama programı var. 66’sında, öngörülen kadar atış olmuş. Ama sıra ülkenin en kırılgan kesimlerine gelince iş değişmiş. Birincisi yoksullukla mücadele. İkincisi sosyal güvenlik programı. Bu iki kalemin toplamı 2,4 trilyon lira. Türkiye’de bugün 25 milyon insanın nefes alacak dermanı yok. Her üç kişiden biri yoksul. Ama yoksullukla mücadeleye 554 milyar lira ayırmışsınız. Yani dakikada 4 kuruşla yoksulluğu bitirecekmişsiniz. Öyle mi?

Kadınlara, çocuklara, aktif yaşlanmaya ayırdığınız pay 1 kuruştan biraz fazla! Diğer tarafta sosyal güvenlik var. SGK şemsiyesi altında 43 milyon kişi bulunuyor. 17 milyonu emekli. Sosyal güvenliğe ayırdığınız pay dakikada 8 kuruş. Kuruş tedavülden kalktı. Ama belli ki, yoksulları ve emeklileri de yaşam haklarını ellerinden alarak ortadan kaldıracaksınız. O yüzden bu bütçe “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” bütçesidir. Bakın Sosyal güvenliğe 1 trilyon 872 milyar lira ayırmışsınız. Oysa geçen yıl yüzde 25’lik bir artış öngörmüştünüz! Ancak yüzde 3 ile yetindiniz? Ne oldu da 409 milyar lirayı silip “50 milyar lira yeter de artar” noktasına geldiniz? Aradaki fark nereye gitti? Emekliye gitmediği ortada. Kime aktarıldı? Sosyal güvenliğe olmadığı açık. Emekçinin sofrası küçülüyor, “denge” diyorsunuz. Asgari ücret eriyor, “enflasyonla uyum” diyorsunuz. Emeklinin payı azalıyor, “mali disiplin” diyorsunuz. Kadın emeği kayıt dışına itiliyor, “esneklik” diyorsunuz. İşsizlik Fonu işsize gitmiyor, “kaynak etkin kullanılıyor” diyorsunuz. Bu ülke yoksulluğu kader, güvencesizliği fıtrat diye anlatanlardan bıktı. Soma’nın üzerinden 10 yıl geçti. 13.074 iş cinayeti işlendi. Bu sürede 44 soma faciası daha yaşandı. Ders aldınız mı? Almadığınız ortada. Bu manşete iyi bakın! Zonguldak’ta madenler alarm veriyor. Müfettişleriniz beş ölümcül sorun tespit etmiş bakan! Ne yaptınız? Bir facia olmasını mı bekliyorsunuz? Kanun “derhal kapat” diyor. Ama rapor sümenaltı ediliyor. Sarayın bir günlük gideri 72 milyon lira ama 57 milyon lira vermemek için 7 bin madenci her gün ölüme gönderiliyor. Batsın bu düzeniniz! Vatandaş artık bıktı. Bıktı. Dayanacak gücü kalmadı!

Anlattığınız masallar karnı doyurmuyor. Emekli geçinemiyor, Ücretli kira ödemiyor. Orta direk çocuğunu beslenme çantası hazırlayamıyor. Asgari ücret tespit ayındayız. Sayın Bakan “Avrupa, Asya ve Afrika ülkeleriyle kıyasladığımızda çok iyi bir noktadayız” diyorsunuz. Markette etiketler Fransa ayarında. Barınma derseniz Amerika kıvamında. Ama iş ücretlere gelince Bangladeş ve Uganda seviyesinde. Emekli, emekçi çalışıyor ama doyamıyor. Doysa barınamıyor. Barınabilse borçtan kurtulamıyor. Günün sonunda 200 liralık otellerde, otogarlarda hayatını sürdürüyor. Böyle bir tabloyla övünmek ancak size yakışır. Hamaset peşinde değiliz. Alın terinin karşılığını alan bir memleket istiyoruz. Emeği sus payıyla değil, hakkıyla yaşatan bir düzen istiyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi buradan bir kez daha ifade ediyrouz Asgari ücret istisna olacak! Emekçi de memur da insan gibi yaşayacak! Vergide adalet gelecek! Emeğe el uzatan hesabını verecek! Sıfır iş cinayeti hedefi lafta kalmayacak. Denetlemeyen hesabını verecek. Kadın emeği görünecek! Ücretsiz kreş yaygınlaşacak. MESEM sömürüsü bitecek! Staj ve çıraklık mağduriyeti son bulacak. Sosyal devlet geri gelecek! Kimse açlığa mahkûm edilmeyecek! Emeği yok sayan hiçbir anlayış kalıcı olamaz. Bu bütçenin de, iktidarınızın da süresi sandığa kadardır. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. “

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: